Av. Seçil TİRYAKİ- ÖZCAN HUKUK BÜROSU

Hukukumuzda iki çeşit mirasın reddi prosedürü vardır. Bunların en bilineni ve uygulamada sıkça rastlanılanı ?mirasın gerçek reddi? müessesesidir. Mirasın reddi denildiği zaman anlaşılan ret yöntemi budur. Diğer ret türü ise uygulamada pek rastlanılmayan bu yüzden vatandaşların pek bilgisinin olmadığı ?mirasın hükmi reddi? yani ?terekenin borca batıklığının ileri sürülmesi?dir. Öncelikle her iki ret türünü de yakından bakalım.

1-      Mirasın Gerçek Reddi: Bu durumda yasal ve atanmış mirasçılar miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde mirası reddetme hakkına sahiptirler.

Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat ettikleri takdirde bu tarihten itibaren aksi takdirde ölüm tarihinden itibaren, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için ise miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse bunlar için ret süresi önceki mirasçıların mirası reddettikleri tarihi öğrendikten sonra başlar.

Mirasın reddi mirasçıların miras bırakanın son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine sözlü veya yazılı olarak başvurmaları ile olur. Mirasın reddinin kayıtsız şartsız yapılması gerekir. Bunun tek istisnası, MK 614.md.?de öngörülmüş olan sonra gelen mirasçı lehine reddir.

2-      Mirasın Hükmi Reddi: İkinci prosedür olan mirasın hükmi reddi durumu ise ret süresinin susarak geçirilmesi halinde mirasın kabul edilmiş sayılacağının tersine bir karinedir. Miras bırakan açısından borca batıklık durumu söz konusu ise mirasçılarına tanınan bir hak olmakla birlikte ?mirası ret-mirasın gerçek reddi? prosedüründe olduğu gibi bir süre söz konusu değildir. Yasal veya atanmış mirasçılar bunu ya Mahkemeden tespit ettirebilecek ya da kendilerine mirasçı sıfatıyla yöneltilen her hangi bir davada ileri sürebileceklerdir. Yargıtay?a göre bu karar bütün mirasçılara karşı hüküm ifade etmektedir. Bu durumda miras bırakanın ölüm anında terekesinin borca batık olup olmadığı ilgili yerlere (SGK, Tapu Müdürlükleri, Emniyet vs?) yazılacak müzekkereler veya Hâkimin bilgisinin yeterli olmadığı durumlarda bilirkişi incelemesi ile tespit edilecektir. Miras bırakanın herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan aldığı maaşı terekesine dâhil olmadığı için murislerin kendilerine bağlanan maaşı sahiplenmelerinde beis yoktur.

Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli ise miras reddedilmiş sayılır. ( TTK md. 605/2)

Yazımızdan da anlaşılacağı üzere mirasın hükmi reddi müessesesi şartları oluştuğunda yasal veya atanmış mirasçıları süreye bağlı olmadan miras bırakanın sorumluluklarından ve borçlarından kurtarması bakımından oldukça faydalı bir müessesedir.

Son olarak şunu da belirtmek de fayda görüyorum; Mal ortaklığı rejiminde, eşlerden biri borca batık bir mirası kabul etmek isterse burada diğer eşin rızası aranır. Diğer eşin rızasını almak mümkün değilse veya eş, haklı bir sebep olmadan rıza vermiyorsa izin için Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulabilir. (MK. Md.265/II)